ANKARA – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, gündemdeki konulara ilişkin parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.
Bilgen, “seçim ittifakı” teklifine dair değerlendirmelerde bulunarak, “Seçim ittifakı diye tarif edilen tamamen seçim sistemini altüst edecek ve seçime olan güveni kötüleştirecek arayışlarla ilgili değerlendirmelerimi aktarmak istiyorum. Seçimler iktidarın değiştirilebilmesinin mekanizmasıdır. Toplumun hesap sorması beğenmediğini de iktidardan indirebilmesidir. Muhalefeti de eğer onaylıyorsa iktidara taşıyabilmesinin aracıdır” ifadelerini kullandı.
Bilgen, Balkan savaşları devam ederken seçim tarihine “sopalı seçim” diye geçen seçimleri hatırlatarak, “Çok partili hayatta açık oy gizli sayım diye tarif edilen örnekler de var. Bugün dünyada kimi ülkeler var ki iktidarlar 50 yıl boyunca değişmiyor, sonra çocuklarına devrediliyor, yüzde 99 oy alıyorlar, çocukları da aynı oy oranıyla iktidarda kalıyor. Seçim sadece o günden ibaret değildir, bir pratiktir. Bu bütünü tasfiye ederek sadece seçim günü dizayn etmeye kalktığınızda toplum mühendisliği yaparsınız” dedi.
‘ÇOCUK İSTİSMARI ZİNA İLE ÖRTÜLEREK SULANDIRILIYOR’
Bilgen, gündemdeki çocuk istismarına dair düzenlemeye ilişkin ise “Çocuk istismarı konusunu zina ile örtmeye çalışmak işi sulandırmaya çalışmaktır. Kavramları birbirine karıştırıp hangi hukuk düzende hangi hakkı savunacağımızı bilemez hale getirmek isteniyoruz. Eğer derdinizi başka kavramlarla ifade etmek istiyorsanız mevcut toplumsal tehdidi örtmek için dini kavramlarla hedef saptırmaktan vazgeçmeniz gerekiyor. Çocuk istismarı, çürümedir. Binli rakamlarda artış hızını tartışmaya başlamışsak bunun ceza sistemi ile çözüleceğini sanmak kendini kaldırmaktır. Dünyada cezaların en ağır olduğu ülkelerde istismar rakamlarının yüksek olduğunu görürsünüz. Sorunu ceza ile değil eğitimle, medya planlamasıyla, toplumsal aldı ile çözmeye çalışan ülkelerde oranlar çok daha düşüktür” diye konuştu.
Efrin’deki gelişmelere dair değerlendirmeleri sorulan Bilgen, “Türkiye’nin siyasetini etkileyen, seçim planlaması için araçsallaşmaya neden olan, ekonomiyi etkileyen birçok sorunu barındırıyor. Bir ülkenin Suriye ile ilgili politikası bir bütün olarak yanlışsa onun içinden küçük parçaların doğru olması mümkün değil. Türkiye’nin Suriye ile ilgili politikaları 6 yıldır yanlış. Mültecilerle ilgili kırmızı çizgi 20 kat aşıldı, sorun devam ediyor, Şam’la ilgili iddiaların hiçbiri doğru çıkmadı. Kürtlerle ilgili tutum tüm halklara zarar veriyor. Bu işin bir de insan haklarıyla ilgili boyutu var. Sosyal medyada ÖSO mensubu oldukları pazu bantlarından çok rahat anlaşılabilecek ve muhtemelen kendilerinin paylaştığı görüntüler var… Öyle ya da böyle bugün değilse yarın Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin kalıcı tahribatına neden olacaktır. Kürtler ile Türkler arasındaki kopuşu derinleştirecektir. Türkiye’nin uluslararası arenada savaş suçu ile anılmasına neden olacaktır” değerlendirmesi yaptı.