HABER MERKEZİ – İngiliz Economist dergisi bu haftaki sayısında, İşgalci Türk ordusunun Efrin’e yönelik saldırılarının Türk medyasında nasıl yer aldığını inceleyen bir yazıya yer verdi. BBC Türkçe’nin sitesinde yer alan makale “Medyanın ağzını bağlamak: Türkiye’de kimse Suriye’deki savaşı doğru olarak haberleştirmeye cesaret edemiyor” başlığını taşıyor. Makalede, “100’den fazla gazeteci hapisteyken, haberleştirmemenin daha ihtiyatlı bir davranış olduğu” yorumu yapılıyor.
Economist’in yazısı, Efrin’deki operasyonun başlangıcında, Binali Yıldırım’ın bir sabah ülkenin önde gelen medya temsilcierini toplayarak onlara operasyonu nasıl haberleştirmeleri gerektiğine dair talimatlar verdiği hatırlatılarak başlıyor. “Bir katılımcının söylediğine göre muhabirlere ‘Türkiye’nin ulusal çıkarlarını akıllarından çıkarmamaları’ öğütlendi. Uluslararası medyada yayınlanacak olan haberlere, büyük olasılıkla ‘terör propagandasına’ platform oluşturacakları düşünülerek, dikkatli yaklaşılması gerektiği söylendi. Okuyuculara, sivillerin zarar görmemesi için ordunun azami dikkat ve özen gösterdiğinin hatırlatılması istendi. Haberlerde Türk askerlerinin IŞİD’e ek olarak Kürt güçlerle savaştığının söylenmesi gerektiği belirtildi – ancak Afrin’de IŞİD savaşçısı yok.”
‘KİMSE VERİLEN SAYILARI SORGULAMIYOR’
Makalede, birkaç basın kuruluşu dışında Türk medyasının hükümetin söz konusu uyarılarına sadık kaldığını şu sözlerle belirtiyor: “Ana kanallar Türk ordusu tarafından alınan köyleri ve öldürülen YPG’lileri (Halk Savunma Birlikleri) ilk önce duyurabilmek için birbirleriyle yarışıyor. Haberler, hükümet açıklamaları ve ordunun bilgilendirme notlarının harmanlanmasından öteye geçemiyor.”
Türk medyasının resmi makamlardan yapılan açıklamaları başka kaynaklardan kontrol etmediğine de şu sözlerle dikkat çekiyor : “Türk ordusu Afrin’de tek bir sivile bile zarar vermeden 2 binden fazla YPG’liyi ‘etkisiz hale getirdiğini’ savunuyor. Tek bir ana akım medya kuruluşu bile bu sayıları sorgulamadı.”
‘MEDYA PATRONLARI EKONOMİK ÇIKARLARINI GÖZETEN BÜYÜK İŞ ADAMLARI’
Türkiye’de 100’den fazla gazetecinin cezaevinde olduğunu hatırlatatan makalede, “Erdoğan bunu bu şekilde tutmakta kararlı. […] Tutuklamalar son silahları” diyor. Makalede Türk medyasının ekonomik yapılanmasının, hükümetin istediği haberlerin yapılmasında rol oynadığına da şu sözlerle dikkat çekiliyor: “Türk hükümetinin istediği yayını alabilmesinin sağlayan şey aslında daha incelikli bir teşvik ve yaptırım sistemi. En büyük haber kuruluşlarının sahipleri aynı zamanda madencilik, inşaat ve gemi taşımacılığı gibi sektörlerde çıkarları olan büyük iş adamları. Kazançlı devlet ihalelerini kaybetmek istemiyorlar. Hükümeti eleştiren uzmanlar ana haber kanallarına çıkarılmıyor. Hükümet baskısıyla işten çıkarılan muhabirler iş bulamıyor. Diğerleri ise davadan davaya sürükleniyor. Bir muhabir ‘Artık sansüre gerek yok. Gazeteciler kendilerinden ne istendiğini biliyor’ ” ifadeleri yer alıyor.