EFRİN – 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Efrîn’de bir araya gelen binlerce Kürt ve Ortadoğulu kadın, “Namus olan kadın değil, topraktır” mesajı verip, saldırılara karşı sonuna kadar direnecekleri söyledi.
Girişindeki tabelada “Efrîn, Kürdistan’ın cennetidir” yazılı kent, İşgalci Türk ordusu ve bağlı ÖSO çetelerinin, 49 gündür yoğun saldırı ve bombardımanı altında. Bugüne kadar ki saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların yoğunlukta olduğu 200’ü aşkın sivil yaşamını yitirdi, 650’e yakın sivil de yaralandı.
Buna rağmen Efrînliler kentlerini terk etmek bir yana, üç gün önce kendilerini desteklemeye gelen on binlerce Kuzey Suriye, Şengal, Federe Kürt Bölgesi, Doğu Kürdistan ve Ortadoğulu’yu ağırlıyor. Kentte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla dün yapılan coşkulu yürüyüşte ise, “Biz buradayız, terk etmeyeceğiz” ve “Efrîn yalnız değildir” mesajları verildi.
Efrînli kadınlarının yanında saf tutan Arap, Ermeni, Süryani, Êzidî ve daha birçok dil ve inançtan binlerce kadın, kazananın Efrîn olduğunu haykırdı.
Kente gelen kadınlar, toplumsal ve kurumsal simgeleri ile Newroz Meydanı’nda buluştu. “Jin rabin ser piyan ji bo Efrîn’ê (Kadınlar Efrin için ayağa kalkın)” yazılı pankartın arkasında yürüyüşe geçen kadınlar, yüzlerine de Efrîn savunmasında sembolleşen YPJ’li Avesta Xabûr’un maskelerini takıp, yine Barîn Kobanê, Arîn Mirkan, Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez’in yanı sıra yaşamını yitiren sivillerin fotoğraflarını taşıdı. 5 kilometrelik yürüyüş boyunca ise “Bijî berxwedana Efrîn’e” ile “Şoreşa jin şoreşa bihara gelan e (Kadın devrimi, halkların baharıdır)” sloganları atıldı.
Yürüyüşe katılan kadınlara duygu ve düşüncelerini sorduk.
‘ERDOĞAN KOBANÊ’DE NASIL DÜŞTÜYSE BURADA DA DÜŞECEK’
Geleneksel kıyafeti ile yürüyüşe katılan kadınlardan Kobanêli Fatma Mihemmed Elî, Efrîn halkının mücadelesini kutlayıp, başarılar diledi. Dört parça Kürdistan’da, tüm Kürtlerin bir olduğunu vurgulayan Elî, “Uluslararası devletler Kürtler üzerindeki bu vahşeti görmüyor mu? Artık yeter. Erdoğan Kobanê’de nasıl düştüyse, burada da düşecek” dedi.
Uzun yürüyüşte zorlanan, bu yüzden de kaldırımda kısa bir dinlenme arası veren 67 yaşındaki Şahan Ehmed ile 65 yaşındaki Wesîle Emer Emeri ise, Tirbêspiyê’den gelen iki anne. Kadınlardan Emeri, bir kızını PKK saflarında yitirmiş. Bir çocuğu DAİŞ ile mücadelede yaşamını yitiren Şahan Ehmed’in diğer bir oğlu da DAİŞ ile yapılan savaşta yaralanmış. 3 kızı ile bir oğlu ise halen YPJ ve YPG saflarında.
‘NAMUS KADIN DEĞİL, TOPRAKTIR’
Bu zulüm karşısında Kürd, Arap, Êzidî, Hristiyan herkesin ayağa kalkması gerektiğini söyleyen Şahan Ehmed, “Namus olan kadın değil, topraktır. Efrîn’dir, Kobanê’dir, Şengal’dir” diyerek, bu haliyle eline silah almaya hazır olduğunu ifade etti.
‘TÜRK DEVLETİNİN KAYBETTİĞİNİN GÖSTERGESİDİR’
Cizirê kantonu’nun Dêrîk kentinden gelen Şêrîn Adivan da yürüyüşte yerini alanlardan. “Bugün 48 gün oldu, faşist Türk devleti Efrîn’i vuruyor. Buna karşı geldik, halkımıza destek vermek için geldik” diyen Adivan’ın duygu ve düşünceleri şu şekilde: “Sadece bizim burada toplanmamız bile halkların tüm Rojava’da kazandığını, Türk devletinin ise bir kez daha yenildiğini gösteriyor. DAİŞ’i destekleyen bu devlet, DAİŞ’in eliyle kadın kırımları yaptı. Biz de bu kırımların bir daha olmaması için buradayız.”
EŞİNİN YERİNE GELDİ
Yürütüşte yer alan erkeklerden biri ise elindeki bastonundan destek alarak adımlarını atan 74 yaşındaki Tebkî Mihemmed. TSK ve ÖSO’nun saldırıları yüzünden Raco ilçesinin Kevirêker köyünde Efrîn’e gelenlerden. Yatalak olduğu için eşinin yürüyüşe katılamadığını söyleyen Mihemmed, onun yerine geldiğini belirtti.
‘KÜRDİSTAN İÇİN GELDİK, KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN GELDİK’
İlk günden beri Efrîn halkıyla dayanışma içerisinde olan Şengalliler de kortejde yer alanlardan. Berfê Elyas, onlarca Şengalli kadından sadece biri.
İki oğlunun YBŞ ve 4 kızının ise YJŞ saflarında olduğunu söyleyen Elyas, Êzidî kadınların kadın örgütü olan Tevgera Azadiya Jinên Êzidî (TAJÊ) üyesi. Elyas’ın neden Efrin’de olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Başta Efrîn olmak üzere işgal edilen ve edilmek istenen Kürdistan için geldik. Serok Apo’nun özgürlüğü için geldik. Kadının özgürlüğü için geldik. Efrîn’imiz ve 4 parça Kürdistan’ımız özgürleşmeden, biz anneler hiçbir zaman sokaklardan çekilmeyeceğiz. Ayakta olacağız ve direneceğiz. Yüzyıllardır bizi katleden düşmanların top ve tanklarından korkmuyoruz. Özgürlük kadar güzel bir şey var mı? İnsanlığın hakları için buradayız. Bizler hak arıyoruz, adalet ve özgürlük istiyoruz. Bunu bugün işgal altında olan Efrîn’de bir daha özgürlük istiyoruz.”
Onun gibi “Biz toprağımız için buradayız, Serok Apo’nun özgürlük felsefesini edinen bir halkız, biz bitmeyiz, toprağımızı da kimseye vermeyiz. Bizim onlarda toprağımız var, onu da alacağız” diyen Rewda Evdo da, 8 yaşındaki kızı ile Tirbêspiyê’den gelen kadınlardan. Kızı Elya’nın yüzünde Avesta Xabûr’un maskesi var.
Dêrsîm Hastanesi önünde son bulan uzun yürüyüş sonrası, yapılan konuşmaları dinleyen kadınlar ardından kol kola girip, hep birlikte halaya durdu.