ANKARA – Halkevleri, EMEP, SYKP ve SEP’in temsilcileri, Efrin operasyonuna tepki göstererek, saldırıların derhal durdurulmasını istedi. Sosyalist parti temsilcileri, Efrin’in Efrinlilerin olduğunun altını çizerek, savaşın ancak halkların birlikteliğiyle durdurulabileceğini vurguladı.
Efrin’e yönelik saldırılar 52’nci gününde devam ederken, TSK ve bağlı ÖSO gruplarının kent merkezine yaklaşmasıyla birlikte yaşanacak sivil kayıpların önlenmesi için bir çağrı da Türkiye’de bulunan sosyalist partilerden geldi. Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, 20 Ocak’tan bu yana Efrin’e yönelik devam eden operasyonun Türkiye halkları ve Meclis iradesini tanınmaksızın devam ettiğini söyledi.
‘SİVİL KAYIPLAR TOPRAKLARIMIZA KAN OLARAK DÖNECEK’
Efrin saldırısının tek bir kişinin savaş istemiyle başladığını kaydeden Aktaş, “Bizler öncelikle bu memleketten her türlü savaşa karşı duranlar, ‘Savaşa hayır’ diyenler olarak savaşın son bulmasını istiyoruz. Sivil kayıplarının artması bizim topraklarımıza daha fazla kan getirecek demektir. Bölge halkları arasındaki kutuplaştırmayı arttıracaktır. Türkiye’nin bugün dışa yönelik izleyeceği politika barış politikası olmak zorundadır. İçerde ve dışarıda barışı sağlayana kadar toplumsal muhalefetin tüm kesimleriyle savaşın karşısında barışın yanında olacağız” ifadelerinde bulundu.
‘TÜRKİYE HALKLARI BU SAVAŞI DURDURABİLİR’
Türkiye’nin Efrin operasyonunda yer almasının en yegane sebebinin hem NATO üyesi olması hem de var olan emperyalizme göbekten bağlı olmasından kaynaklandığını dile getiren Aktaş, şöyle dedi: “Dolayısıyla ne Rusya’nın ne de çeşitli Avrupa ülkelerinin hiçbirisi sütten çıkmış ak kaşık değildir. Savaşa karşı çıkacak sivillerin ölümlerini engelleyecek bir barış politikasına imza atılması gerekiyor. Ancak bu savaşı durduracak güç emperyalist güçler değil bu halkın kendi iradesidir. Bizler bu halkın öz gücüne güveniyoruz, Türkiye halklarının iradesiyle bu savaş durdurulabilir.”
‘DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE KABUL EDİLEMEZ’
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan da, Efrin kent merkezine yönelik yoğunlaşan saldırıların kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Sivillerin bulunduğu bir şehir merkezinin onların kendilerini koruma olanaklarının olmamasına rağmen bombalanması kabul edilebilir değildir” dedi. Efrin’e yönelik başlatılan operasyonun baştan beri olmaması gerektiklerini savunduklarına dikkat çeken Aktaş, “Türkiye kendi güvenliği almak istiyorsa kendi toprakları ve sınırları içinde de kendi güvenliğini sağlayabilir. Farklı kültürel ve etnik yapılara sahip sivil insanların yaşadığı bir şehrin bombalanması dünyanın neresinde olursa olsun kabul edilemez” diye konuştu.
Savaşın hiç kimseye huzur getirmeyeceğini vurgulayan Doğan, şunları ekledi: “Çocuklar sokaklarda kalıyor. Çetecilerin kadınlara neler yaptığını biliyoruz. Suriye savaşıyla birlikte özellikle sivil halkın neler yaşadığını hem Irak’ta hem de tüm Ortadoğu’da açık olarak gördük. Bugün Efrin’de de aynı şeyin tekrarlanmaması gerekir.”
‘ORAYA HANGİ EFRİNLİLERİ YERLEŞTİRECEKLER?’
İktidar tarafından dillendirilen oraya “Efrinlileri yerleştireceğiz” sözünü de tepki gösteren Doğan, şunları söyledi: “Efrin’de yaşayanlar kim? Orada sadece Kürtler yaşamıyor. Ben Çerkez’im ve orada Çerkezlerin yaşadığını biliyorum. Farklı kültürlerden ve etniklerden insanlar savaştan kaçarak oraya yerleşti. Ama şimdi oradakileri dışarı atıp, oraya hangi Efrinlileri yerleştirecekler. Türkiye’ye Efrin’den göç etmiş kimse yok. Suriye’den çok göç edenler var ama bunlar Efrinliler değil.”
‘EFRİN’DE YAŞAYANLAR GÖKYÜZÜNDEN Mİ İNDİ?’
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya ise, Efrin’e saldırı ile birlikte Türkiye’nin kendi iç sorunlarına da cevap aramaya başladığını belirterek, bunu şöyle açıkladı: “Mesela Türkiye halklarından kötü giden ekonomi için savaş aracılığıyla fedakârlık istenebilir. İktidarın muhalefeti terörize etmesi için bir araç ya da susturmanın bir yolu olabilir.”
Efrin kent merkezinin bombalanmasının kabul edilemez olduğunu aktaran Kaya, şunları söyledi: “Bu bir insan hakları ihlali oluşturacak. Oradaki sivil halkın katledilmesini beraberinde getirecektir. Bu çıkmaz yoldur. Bizlerin en acil çağrısı iktidara bu tür amaçlardan vazgeçerek, Efrin’e yönelik saldırıyı durdurmasıdır. Söylenmeye çalışılan ‘Efrin’i Efrinlilere teslim edeceğiz ‘söylemi kesinlikle gerçekle ilgisi olmayan bir şeydir. Efrin’de yaşıyor olan 850 bin kişi kimdir? Bunlar oraya gökyüzünden mi? indirildiler. Dolayısıyla Efrin’e saldırı durdurulmalı. Efrin’in Suriye savaşından bu yana barış vahası olduğu göz ardı edilmeyerek, Efrin’i Efrinlilere bırakarak sahadan çekilmek gerekir.”
“BMGK’nin aldığı kararlar çok fazla yaşama geçmiyor” diyen Kaya, “BM, ABD ve AB ülkeleri bir aya kadar Suriye’de ilan edilen ateşkesin Efrin’i de kapsadığını söylemesine rağmen iktidar hiçbir şekilde cevap vermiyor. Orada Rusya izin vermese ABD göz yummasaydı saldırının olmasının mümkünatı yoktu. Emperyalist ülkeler orada yaşananların sorumlusudur. Orada yapılmak istenen Kürt Özgürlük Hareketi’nin elinin zayıflatılması ve Kürtlerin Suriye Devleti ve emperyalistlerin istediği noktada çözüme yanaşmasıdır” şeklinde konuştu.
‘SALDIRILAR DURDURULMALI’
Türkiye halklarının bir bütün olarak Efrin’e saldırının yanında olmadığını vurgulayan Kaya, “Kürtler bunun hiç yanında değildir. Kürtler nasıl ki Kobanê’de direniş sergilediyseler orada da Efrinliler ile birlikte direniş sergileyecektir. Bunların Türkiye halklarına yansıması halkların düşmanlaştırılması ve ötekileştirilmesi biçiminde olacaktır. Kayıplar arttıkça Türkiye’deki anaların gözyaşları bu savaşa karşı duruşunda araçları olacaktır. Biran önce bu saldırılar durdurulmalı” dedi.
‘TÜRK BURJUVA GELENEĞİNİN BİR PARÇASIDIR’
Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Başkanı Güneş Gümüş, Efin’e yönelik gerçekleştirilen operasyonun Türk burjuva geleneğinin bir parçası olduğunu söyledi. Gümüş, savaş sürecinin zamanlamasına da dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Tek adam rejimin inşa edilmesi için Türkiye’nin bir savaşa ihtiyacı var. Buradan elde ettikleri başarı üzerinden 2019’a giden yolda arkalarında ki bu milliyetçi desteğini arttırmayı istiyorlar. Yani Erdoğan önümüzdeki bir seçimde yüzde 50’nin üzerinde bir destek kazanabilmek için bu savaşı bir araç olarak düşünüyor.”
‘EMPERYALİST GÜÇLER İKİYÜZLÜDÜR’
Uluslararası güçlerin Efrin operasyonuna sessiz kalmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gümüş, emperyalist güçlerin ikiyüzlü olduğunu belirterek, şunları ekledi: “Emperyalist ülkeler ikiyüzlüdür. Bunu Irak Kürdistan’ında gördük. Yani Barzani nerdeyse, Irak Merkez İktidarın müdahalesi ile bulundukları toprakları terk etmek zorunda kalırken herkes, bir anda sessizliğe büründü. Emperyalistlerin dostları yoktur ittifakları vardır. Çıkarları kimden yana ise hızlı bir şekilde tavrı değiştirebiliyorlar. Bırakalım operasyona tepki göstermeyi nerdeyse, ‘Türkiye’nin bu operasyonda hakkı var ‘ söyleminde bulunacaklar. Burada önemli olan halkların mücadelesidir.”
Kaynak : M.A
